31.12.2008

Yeni Yıııııııııııııl

Yeni yıl üzerine uzun bir yazı yazmayı düsünmüyorum hatta yazı yazmayı da düsünmüyorum sadece umarım 2009 hepimiz icin coooooooooook güzel geçer*özellikle hemen ardından finallerin başladığı düşünülürse* sevgili kuzencim bunu okuyorsan ailecek seni öpüyoruz dip not düşeym dedim :P

25.12.2008

embed edemediysem de anca böle=)

kan..kan.. <---- (bu bir link, evet yanlıs okumuyosunuz bu bir link, tıklasanıza?)

10.12.2008

dostluk

nedir ki?
nasıl bişeydir? kime denir? kriterleri nasıl belirlenir? secmeleri kazanan ortaya cıkınca o insanla naapılır?
sonucta hepimiz oyle ya da boyle kafasını şişirceğimiz brilerini arıoruz. dinlenmek istiyoruz iki anlamda da. kötü günde biri moralimizi düzeltsin, iyi günde yanımızda olduğu kadar istiyoruz. beraber iyi vakit geçirebileceğimiz insanlar arıyoruz işte ne biliim. hayata bakış açımız aynı olmasa bile anlayışlı olabileceğini bilmek istiyoruz karşıdakinin.
bunların dışında araya uzaklıkların, ya da başka insanların giremeyeceğini bilmek istiyoruz. ne kadar gitsek de karşıdakinde yerimizin aynı olduğunu bilmek istiyoruz. iyi niyetini görmek istiyoruz.
hayatımızdaki olayları baskalarının perspektifinden görmek istiyoruz. anlatmak, rahatlamak istiyoruz, yalnız kalmaktan ölesiye korkuyoruz.
bence dostluk hem nedenleri hem de tanımıyla yukardadır.insan bencildir evet, aslnda yazdıkca bir kez daha gördüm. ama bunları görmezden gelmek daha güzel değil midir?
yani bence dostluk yukardakilerdir; ama karşılıklıdır. İki insanın da güvenmesiyle oluşabilir ancak, bu nedenle nadirdir.
tadına varıldı mı da, bırakılmayacak gibidir. damağınızda bıraktığı tat, her seferinde özlediğiniz ve çok sevdiğiniz bir yemek gibidir.
mutluluktur dostluk.

7.12.2008

Saç..



Neyse iste kestrdm.. Eğenmediniz muhtemelen ama nasılsa gene uzar-diye umuyorum- hatta bu istediğimden daha uzundu=// neyse alısırsam daha da kısaltırım yeni yılda.. of. bilio musunuz sac seklni deistrmekle depresyonun tek alakası eski ve size yakıstıgınızdan emin oldugunuz sacınızı riske ederken depresyona girme olasılıgınızın artması:D öptmsiziii

26.11.2008

gerçek hayattaki şaka kişilikler.

bu konu da aklıma şurdan geldi:

Mars :biz ayzekte araştırdık sonradan
Mars :bizim sınav ve mülakat puanları bi kadına gitmiş
Mars :kadın ordan en yüksekleri almış gerisini bırakmış
Mars :sonra da puanların oldugu kagıtları yok etmiş
Mars :saçmalıga bak :D
Mars :kadına dedik bize torpil olmadıgını nası ispatlıcaksınız
danzy ::D
Mars :ispat benim dürüstlügüm falan dedi
Mars :amaan saçma sapan işler

mesela o kadın gerçek hayattaki şaka kişilere bi örnektir. nasıl bir gerçekçi dürüstlük ispatıdır o öyle?
bu insanlardan maalesef çok var bi de, ona içim acıyor asıl.

18.11.2008

ıssız adam.

ıssız adam'ı izlemeye gttik gecen gun. ben, sulugozlerin sulugozu filmde aglamaya degicek bsey bulamadm. hatta son sahnede kastım biraz acaba bi damla yaş gelir mi fln. yok kardeşim sevmedim. oyunculuklardn heralde pek samimi olamadı film yani.
sonra film bitti yanıma bi baktm, gimezle sourcherry ağlıo! kacırdıysanız bi daa: gimez aglıodu evet!!!
o gunden beri iki filmi karşılaştırıyoruz:
dakka 5 ten itibaren butun film agladıgımız bana gore romantik filmler kategorisinde en iisi: p.s. i love you
vs. ıssız adam.
bi kere p.s. i love you daki duygu yogunlugunun onda biri yoktu o ıssız adam'da.
Uzun lafın kısası gimez beni olmayacak seylere aglamakla sucluyor.
E öbürü de grcekci olabilir miydi yani gercekten?Şöyle bi düşünüyoruz diyalogları fln, gercek hayatta paso felsefik sozler soyleyen insanlar var mı? bi de genc yani, hem kabadayı olurken hem de inceden inceye felsefik laflar sokan. yok efendim böyle bi kişi/kişiler.
Neyse daha fazla konuşursam bişeyler solicem iki filmden de gibi geliyor.
Ben sade ama daha etkileyici olan "fairy tale" p.s. i love you'mu tercih ederim.

17.11.2008

Yeniyıl geliooo mu ne

Starbucks christmas moduna gecmisse bizim ne eksigimiz var? Henüz yeternce güzel bi christmas template bulamadım bu kardanadam cok emo bakıslı ama olsun :p

3.11.2008

İyki doğdun Kubilaaaaay-yazısı

Başlığı yazıp bırakmak istedim ama öncelikle Kubiciin benim icin cok özel ve müthis bi insan olduunu da belirtmem lazım^^

Kendisiyle dünyanın en puşt adamı Carl Kieck(böle mi yazılıodu bu adamın adı yaw?)in her hafta işkence olan ve G.Afrikayı en güzel yönleriyle tanımamızı saglayan("our national sport is rape") gereksiz Eng101 dersinde tanısmıs idim. Daha o günden pek bi dırdırcıydı bu bilir misiniz, adam bi seviyeyi görmek icn gay marriage ile ilgili mini essay yazdırdı ve cıktıgı saniyeden itibaren bıkbıkbık öten bir Kubilay tablosu olustu gözümde, sonra baktım ki ben bu insanla tüm derslerde berabermisim, Türkçe dersinde öğrendim ki rizeliymis(ne yazık ki hic heey hemşerim benim dyp insanlarla kanka olamadım), müthiş biyoloji dersinin müthiş kıyak sınavlarına beraber girdik filan ama kendisiyle aslında tüm muhabbetim o ingilizce dersi sayesinde oldu(dersle ilgili aklımdaki en güzel anı bu) Neyse ben kubilayla böyle tanıstım iste, dijital lablarında da daha bi ii arkadasım oldu biricik Kubiiiii^^

Son 2 dönemdir ders programlarımız pek bi alakasız oldugu icin kendisini tek görebldgm yerler olan prob derslerinde ona sarılıyorum filan ama özledim yeaaaa=(((!!! Ayrıca kendisi cok mükemmel bir lunapark companionudur bunu da dipnot düsmek istedim, gondolda yanımda olması güven vermisti(ehehe) Bana sıpa demesine hic ama hic gücenmediğim hatta bilakis bu sevgi sözcügünden mutluluk duymamı saglayan dünyanın eeeeeen muhtesem insanlarından biridir kubi^^ eski orjinal qb.exe nickine de cok imrenmis idim zamanında bunu da söledim içimde bisey kalmadı galiba.. He bi de göbegi filan yok onun ayva göbek o lazım herkese lazım.. :D

Sonuc: Iyi ki doğmuşsun Kubilaaaaaay ve ben seni coooooook seviyorum^^ <3

2.11.2008

moraller bozuk.

o ne yarıstı ole bunyeyi alt ust etti sinirleri bozdu.
cidden uzuldm, bu nası bi dunya anlamadm.
o bu diil de massa'nın o yuz ifadesi bitirdi.
bu kadar.

mutluluk icinde acıklayacagım bir baska haberi de bole kaynatıcam ama:
tenis hocasının adı!!!
hüseyiiin!!!

28.10.2008

yeeey blog!

diyarbakır sulh bsey bsey fln mahkemesi tarafndan girişimiz engellenen blogumuz acıldı, hayırlı olsuuun!=)

26.10.2008

22.10.2008

Kadınlığa geçiş

Hoş bir yazıya denk geldim bir kuzenim sayesinde sizlerle de paylaşmak istedim, oldukça doğru yazmıs hatta ergenliğe ve kadınlığa geçiş yapan kızı icin kutlama yapan aileyi duydugumda ablamın dalga geçişine verdiğim tepkiye benzer bir tepki vermiş, herneyse uzatmadan:

Alın buyrun.

21.10.2008

Yere tükürenler ve onlardan soğumak.

Yazıma gimezin önerdigi gibi baslamak istiyorum, "İnsanlar bazen yere tükürür.". Hatta tek cümle bu olsa da cok birsey kaybetmezsiniz sanırım. Neyse, geçen cuma Barış'ın iktisatın önünde "birisi buraya cok sağlam tükürmüş yalnız" demesi, dün ablamın yerdeki tükürükleri nasıl ayırt ediyoruz diye sorması ve bugün sıkıntıdan eve dönüs yolu boyunca gözüme çarpan tükürükler ve bu kavramın beni tüküren insan kavramından nasıl soğuttuğunu anlatmak istiyorum.

Yani nasıl baslıyorum bilmiyorum ama bazı insanlar gercekten tükürüyolar yere. Bazen falan da değil sık sık, ve görgüsüz bir bicimde. Yolda yürürken adamların gittiği yeri tahmin edebileceginiz bir iz seklinde tükürüyorlar inanılmaz yau. Umarım sevgili arkadaslarım arasında bu yazıdan alınacak birileri yoktur-varsa en sona onları kurtaracak bilgiyi saklıyorum- ama ben yere tüküren insandan soğurum. Daha körpecikken gittiğim Titanic filminde cenesinden balgamı akmakta olan Leonardo profili yüzünden o adamı bi türlü begenemedim mesela, ya da bir Türkiye- İngiltere maçında agız ve burnunda ne varsa cim sahaya kusan Davin Beckham'ı.. Yani tamam adam yakısıklı da aklımdan çıkmıyo o manzara yaaa =p neyse bu da böyle bi yazıydı iste yerlere tükürmeyelim ama tükürenlere ellesmeyelim basımıza ne gelir bilmiyorum cünkü uyarırsak filan.

Bu arada Almanyada Fransada filan yere tükürmek her kesimden her insanın yaptıgı cok normal bi olaymıs bunu bu dünyada bi tek ben garipsiyo bile olablrm ama iğrenc yani. Bu da farketmediyseniz kurtarıcı maddeydi*baskaları da yapıyomus oleey diyebilirsiniz*

20.10.2008

syrup & honey

evet farkındayım, her şeyin ortada oluşundan, herkesin farkındalığından, gizli dönen dedikodulardan vs. herkes biliyo ne döndüğünü. ve de dedim bu konuda yazmam bekleniyor gibi. iki yıllık soruya cevabımı verdim bu sefer, geride bıraktıklarımı düşünmeden, geçmişini ilk defa kesinlikle geçmişte bırakmaya çabalayarak. ha nasıl olacak, nası gidecek, bu çabalarım sonuç verecek mi-ki bunun sonuç vermesi yalnız bana bağlı değil, bunlar cevaplanmayan ve yaşamadıkça cevaplanmayacak sorular. tek bildiğim şu anda nasıl hissettiğim ve geçmişi kurcalamayı bıraktığım gibi geleceği de düşünmeyi bıraktığım. nasıl olmayacağına ilişkin bahaneler bulmaktansa nasıl olacağına ilişkin nedenlerim var önümde artık. kısacası genelde başaramadığım pozitif düşünceyi artık hayatıma katmaya karar verdim...ve mutluyum =)

ps:warwick avenue diilim artk=p

19.10.2008

Tenis Hocası(adı neydi ya?)

Tenis hocamıza ait anılarım bulanık bir siluet halinde. Öncelikle kendisini gördüğümde olusan ilk izlenim "bu hoca neden Tarkan'a benziyor" idi. Hatta bu soruyu defalarca dile getirdim ve Irmak'tan "haha hic aklıma gelmemisti" seklinde bir tepki aldım-bu arada bahsettiginiz Mehmet'in kız versiyonu Irmaksa benzemiyo Mehmete o kdr be???- neyse iste adam bence Tarkana benziyodu.(nokta)
Ders sonrasında beni bahçeliye bıraktı simdi size dönüş yolunu anlatıciim :p öncelikle tekerleğinden garip bi ses geliyodu ve kendisi civi filan mı battı ya diye düsünürken bisey sıkısmıstır döndükce ses cıkarıyodur dedim indi baktı. Kocaman tas sıkısmıs yaa artık o ses olmayacak ne kadar zekiyim dedi?! Neyse. Sonra sigara iciyodu. Ona göre en çok sporcular ve doktorlar sigara icermis, cünküüüü işleri cok stresliymismişmiş.. :p Özel ders fiyatını da sordum ankaranın en pahalı hocasıyım dedi ama en cok ögrenci de ondaymıs.. neyse 100ytl imiş ders fiyatı yani 300ytllik raket kadar değil ama iste fena da deil:p Bu arada adamın adını hatırlatsn biri bana ya? Hakan mıydı? Herneyse. Arka koltuga oturup kendisini şoför yaptım zaten o ayrı:p Dacia marka arabası vardı Ihavenoideawhich model. 1.5 aylıkmıs, camları kirliydi. Bu arabalardan ankarada pek göremezmissiniz 2009 model oldugu icn ama cok müthismis yol tutusu filan.
Dramatik cocukluğuna gelelim simdi de. Orta 2. sınıftan beri çalışmış, ayakkabı boyacılığı filan yapmış, yağlı güreşten para kazanmış bir süre... İşte "baba çiftçiydi.. Ben hic özel okulda okumadım"*biliyoormuuusuuun* dedi bana az da laf sokarcasına :p neyse iste 12-13 yıldır Tenis hocalığı yapıyormus daha uzun süredir de oynuyormus. 28 yasındaymıs bi de. Tenis cok güzelmis hatta bi kız arkadası tenise cok zaman ayırdıgı icin terketmis onu. Hatta dedi ki Tenis hocaları cok capkın filan olurlarmıs ama kendisi degilmis, bisey oluyosa tam olmalıymıs. Adını bilsem resmini koyardım da adını bilmiyorum:p neyse iste rap dinliodu ayrıca böle bi de 4. cadde yerine 7ye girip ondan sonra burası cok kalabalık demesinin ardından 4e girmedigi icin yanması ve bütün bunlara ragmen ben her gün buraya gelir bir tur atar bisey alınacaksa alır eve dönerim demesi aklımda kalanlardan. Dikkatinizi cekmek isterim ki kendisi 4.caddede oturuyormus. Camları açık sigara icerken yüksek sesle dinlediği rap müziğiyle kendisini 7ye yakıstırdım ama ben tam piyasalık adam. Öyle iste bi de Tarkana benziyodu ama adını unuttum. Öptümsizi.(aka xoxo)

2.10.2008

hatalar + kazıklar = tecrübe?

bir insan hayatında kaç hata yapabilir? aslında yanlış soru: kaç hatayı tekrarlayabilir? bile bile lades diyecek kadar salaktır aslında insan. belirli hataları yapmamayı öğrenir; ama bazen öyle hatalar çıkar ki bile bile yapar bu hataları.
peki ya bu hata aslında çok temel bir hataysa? gittikçe karmaşıklaşıyorum o nedenle açıklayayım: yani öyle bir hatadır ki, bunun sonuçları hayatınızı değiştirmenize sebep olmuştur, her şeye bakış açınız kaymıştır. böyle bir hatayı tekrar yapmak nasıl bir yara açabilir? o yara kapanabilir mi? iyileşen yarayı kanatmak nasıl bir sadistlik göstergesidir? peki hatayı yeniden yapma şeklinde gösterilen bu zayıflık nedeniyle kişi kendisini affedebilir mi?
ya yediğimiz kazıklar? çoğu zaman bir daha güvenememe sendromuna yol açan bu kazıklar tecrübe mi yaratır? bu her tecrübenin ruhunuzdan bir parça götürmesi anlamına gelmez mi o zaman? öyleyse bol tecrübe = bol ruhsuzluk.
peki ya bir kazık ve bir hata aynı anda olursa? bu birleşmiş kombinasyonu bile bile tekrar yaşamak ister mi insan? gözyaşlarını kurutmuş, yeni hayatına alışmaya başlamışken, yeniden. bile bile? ve bunların anlamı aslında bir kişiyse?

ps:warwick avenue.
ps-2:41 kere maaşallah!=p

30.09.2008

yigit sıkıldı yazısı.

eveet yigit sıkılmış bu sefer de. ben de ısrarla staj raporundan kaçıyorum.

yigit'i tanıyan bilir, ki tanımayanın bu blogu okuduunu sanmıorum, kendisi bütün bölüm tarafından çok sevilen bir insandır. bunu nası başarıyor bilmiyorum, aslında biliyorum ya da herkes biliyor. yigit cok iyi niyetli ve sevecen bi insan olması sebebiyle bu kadar sevilir=) hatta o kadar sevilir ki kıskananlar bile çıkmıştır onu zamanında- sen kendini biliyorsun dostum.

cok da guvenilir bir kişiliktir kendisi, bir sırrınızı söylediniz mi, hem onu özenle saklamasını bilir, hem de size yorum yapmasını. Moraliniz bozuk olduğunda hem ilk koşan olmasını bilir, hem de sizi kollamasını.

ama bu mukemmeliyette bi sorunun var yigit- renk vermemekte fazla ustasın=) sahsen bana değer verdiğini anladığım güne kadar kendisini benden nefret ediyor sanıyodum=)asla kaybetmek istemeyeceğiniz arkadaşlardan yiğit, arkadaşlığa sevgiye neden bu kadar ihtiyacınız olduğunu hatırlatan insan yiğit, öyle bi insan işte..

pek eğlencelik olmadı bu yiğido, idare ediver.

29.09.2008

staj raporu sıkıntısı!

staj raporu yazmaktan kaçmaya çalışıyorum.

** direksiyon sınavından geçtim! her gördüğümü okulda durdurup sölüodum ama blmeyen varsa bi daa açığa vuriim dedim=)

** direksiyon sınavını bekleşme yeri tam bi sosyal kaynaşma ortamıydı. sanıyorum ki bu, yağmur, rüzgar, hiçbişey hissedememe karışımını hafifletmek için doğal olarak ortaya çıkan bir neden. tabi bi de o insanların numarasını ya da en azından adını almak akıllıca olurdu; sınav heyecanına bağlıyoruz =p

** hüzünlü şarkılardan uzaklaşma zamanım gelmiş,yeni bi gameover'a doğru gidiyordum dün akşam. bu dmektir ki arkadaşlar, ilan ediyorum, kış/sonbahar gelmiş.

** dark knight. üçüncü kez.

** bu can sıkıntısı boyle gitmez yaa! neyse dersler uzerimize abanmadan önce bi eğlence yaparız ramazan da bittiğine göre. evet oyle deli gibi oruç falan tutmadım ama sonuçta ramazanda eğlence olmuyor. mesela ben içki içmiyorum 11 ayın sultanında- 11 ayın sultanı da cdden ufo bi tanımlamaymış- mehmet ve gizemin bi sorunu yoktu sanırsam, yiğit de benden galiba emin değilim. neyse sonuç olarak bişeyler yapalım diyorduk ramazanda, geceye sarkma ihtimali yok, en fazla bi iftar yapıp evlerimize dağılıyorduk. ya da lise-ortaokul çocukları modunda sabahtan buluşup kafelerde nargile-oyun. bu bir ay fazla uzun geçti dolayısıyla. fasıllı minnaslı randomlu geceler bekle biz geliyoruzz =pp (bu sene bir de park caddesi ekleyelim=)oylamaya sunuyorum!)

** insan bir işten kaçmak için neler yapabiliyor gençler, şurda bi hulahop olsa onu bile çevirebilirim. 10 sayfa yeterli di mi?

** en yakın arkadaşına bile söyleyemeyeceğin şeyler çıkınca çıldırmıyor mu insan? ne yapacağını bilemiyor.

** disko kralı geliyooo--11 ekim.

** bi istanbul turu daha lazım dersler delirmeden bi haftasonuluk fln=)

** bayram bayraaam!! bu deli sıkıntı yazısını burda bırakıp hepinize iyi bayramlar bol harçlıklar diliyoruum!!=)

24.09.2008

şarkılar

duygularımızı ifade etme yolu, kimimiz için eğlence ya da "damardan girme" ihtiyacı duyulduğunda lazım olan müzikli sözler. benim için hayat. ama neden? bu sorunun cevabını hala bulabilmiş değilim ama bulmam gerektiğini de düşünmüyorum. birseyleri neden sevdiğimizi coğu zaman sorgulamadığımız gibi.


peki kaça ayrılır?bi kaç belli başlı bölüme ayrılıyo bana göre.

1. eğlencelik-hiç bi anlamı olmayanlar

2. damar için ama normal bi ruh halinde dinlemediğin şarkılar.

3. hayatınla sözlerini benzeştirdiğin, bu nedenle sevdiğin şarkılar.

4. sorgulamadan sevdiğin şarkılar.

5. tüylerini ürperten şarkılar- ki bunlar çoğu zaman 3 ve 4 ün de parçası olabilir.


candan erçetin-parçalandım dinlerken aklıma geldi bunlar da, o da 5 e giriyor mesela benim için; çünkü her kelimesi beni anlatıyo, dolayısyla her dinlediğimde ürperiyorum. 505 de öyle. bunlar da gereksiz dip notlardı.

edit: bi de bi teorim var. her gercekten mukemmel albumde uc tane ardı ardına dinlenesi mukemmel sarkı vardır.

şimdi de paylaşmak istediğim bi video var. mesela genelde bende videosu çekilen şarkıların değeri otomatikman düşer. dolayısyla alex albümlerinin en başarılı ve mükemmel şarkısına klip çekmek isteyince korkmuştum. dün izledim klibi ve şarkıya yakışır buldum, çok paylaşasım geldi.=) huzurlarınızda the last shadow puppets'tan my mistakes were made for you!(umarım sözleri video arasnda karışıp gtmez sizin için=))

onemli edit: klipteki o gusel kız var yaa...alexa chung. alex'in sevgilisi. alex'i kıskanmakta olanlara notum=p


21.09.2008

Helloooooo

Meraba. Uzun zamandır yazmıyorum. Simdi de sırf yazmıs olayım diye yani:p yanlış anlamayın q: Neyse "Mavili" yazınca özendim bnde insanlar hakknda bikac bi fikir belirtmek istiyorum:p

Mavili: Hayırlı olsun yavrim direksiyon sınavım, araba al da eve bırak bizi-nihahaha-ayrıca "havada böcek ucuyodu.."
Gimez: Yere bakan yürek yakan ve bizi introduction to radiohead101 dersine alan aslnda hc de değismemis olan genc.
Hırvatski: Bilimum evde puding yapıcam, havuza gidicem yorgun olurum bahaneleriyle yiğitin "saçımı kestiricem" ekiş cümlesini sollama yolunda hırsla ilerliosun mu ne:p Ayrıca arkadaşlarına sakız vermemsi de.. yorumsuz..
Kubiciiik: Ya inanılmaz ama inanılmaz özlemism bu kadar olur.
Yiğit: Her zamanki gbi nazik sirin filan, neoldu o bna inatla sölemediin sey ya unutmadm ben onu!
Keskedogmasaydıncocuk: Hala doğmayabilirmis, hala awkward.
Kdc eküri1: Of olmamıs yani. Tarz ı-ıh.
Kdc eküri2: Ufo mu cins mi, nedir sizce?
Haltay: Şirin bi adam:p "mavili"yle yan yana oturdugum icn dikkatini ondan alıp bana veremez ve kuruyla beraber yaş da yanmaz die umuyorum :p
Saygın: Özledim dicem ama o işte ordaki lunapark görevlilerine agznn suyu akarak bakmaktan bizi özleyemiodur o yzden sımarmasn
Noktasız: Bi kere gördm onda da ya beni görmedi ya yanyana gelemediimizden sleamlasamadık bile iste öle, kötü oldu
Birbilen: nerdesin yaaa? nasıl görmem seni?!
Aylin&Kübra: Saclar gzl olmus..
CS201 Section 1:'in çoğunluğu neden bizim dönemden?
Bevk, Zeki fln hicbiri yok cok üzücü ama Tayfun hala burda kapı gbi :p
Prob is dead boring, and Gmz's lap is soo sleepable..
Psyc100 hakkaten hayatımın hatası, essayi bosver yağmurdan kaçarken dolu! nedir o ya..
Bazı insanlara Arapcada(lol) basarılar artık.. Ayrıca bitanesi sürekli kızlarn onn icn yanıp bittigini sölemese olur:p anladık biz..
EMB: gördügm kdryla insanlara moral depolamıs^^
Ya bissürü insan var bahsedilcek ama smdi onlar univ.den olmadıgı icn yazmadm belki baska bi güün

dersler vs.

eeh gencler bi doneme daa basladık. smdiden baydı yaa nası bseydir. dersleri ve yeniden alışmaya çalıştığımız ortamlar hakkında nacizane fikirlerimizi sıralayalım efendim:

  • cs 315 - halil altay guvenir. bu yani bu kadar. adam mukemmel. her ne kadar beni "mavili/ havadaki sineğe bakan kız" olarak hafızasına almış olsa da daha ii bi izlenim bırakmaya calıscam. ders de eglenceli gorunuo ya.
  • cs 319 - oop. ugur dogrusöz le ilgili solicek bsey yok cunku. adam dershane reklamlarında fln cıkıcak ezik cocuklara benzio, bole silik bi hoca gormedim. mehmet'le ikiz gibi dolascaklar die bekliorum yakınlarda, eş kramer gomleklerini giyip.
  • cs 351 - fazlı oolum seni sevioruz da...nası bi ders ogretiosun ayılıp bayılıoruz. su ana kadarki en sıkıcı dersimiz. fazlı da zavallım oole arada bi woody allen fln diip bayılmış ogrencilerini toplamaya calısıo yerlerden.
  • secmeli=psyc 100 büyük bi hata.
  • biliosunuz prob almıorum... o sıkıntıyı cekmiorum niahahha=)
  • italyanca.... ah mükemmel tek kelimeyle.
  • bilkent'e gelince... hiç değişmemiş tabi, kızlar biraz farklılaşmış her biri kendi tarzımı yaratcam die başka bi yöne gitmiş, ki bu da ii bişey. fabrikasyon stepford wife şeklinde kızlara hayır! zaten artık bunlara de dikkat edemicez ders calısmaktan=/
  • alakasız detay: direksiyon sınavına da girdim bakalm nolcak=)
  • hepimize güzel, başarılı ve mümkün olduğunca mutlu bi yıl olsun bu yıl!!

15.09.2008

christian troy..

ne hakkında yazsak ddk bugn..yeni baslayan okul hakkında mı...hayır onu yazıcaz ama bi haftayı gozlemledikten sora. himym referansı verebileceğimiz muhabbetler ortaya cıktıktan sonra dedik ki mehmet nasıl barney stinson hakkında yazmadan blogu bıraktı? sen yaz dedi gizem, biz editleriz. yoksa dedim acaba ondan daha efsane bi kişilik olan christian troy hakkında mı yazsak?

christian troy, nip/tuck adlı dizideki piç doktorumuzdur. her gece bir manita, bıdı bıdı. ortağı sean mcnamara ile birlikte miami'nin plastik cerrahide bir numarası olma yolunda hızla ilerlerken adamın başına gelmeyen kalmaz. hastalarının başından geçenlere acırken, hastalarına acırken onların da içlerinde yaşadığı fırtınalar da farklı diildir hani.

----nip/tuck izlemeye başlayacak olan kişiler için sonrası spoiler.

christian sean'ın karısı julia'ya aşık. hatta bi kere de yatmışlar, bundan da sean'ın 17 yıl kendi oglu sandığı matt ortaya çıkmış. bi de annesi tarafından terkedilmiş christian; çünkü bi tecavüz sonucu doğmuş. evlat verildiği adam da onu taciz ediyormuş. kadınlara neden iğrenç davrandığı açığa çıkıyor. böylece.

---spoiler bitti.


ha christian troy'u neden seviyoruz? normalde boyle bi adam istediğimiz için mi? kesinlikle hayıııır. ama o kral. ayrıca dürüst. sean aile babası gibi davranmaya kasarken sizi yaptıklarıyla daha çok şaşırtabilir. ama christian öyle mi? adam açık, net. şok etmez.

ha tabi ki o geniş omuzların ve mükemmeeeeel kaşların bi avantajı yok mu, var.

kızlar için bu özellikleri saydım tamam. ama nip/tuck izlemeye alıştırdığım erkeklere de sorun, hiç biri christian kötüdür demez. aslında içten içe christian onların rol modelidir.

dolayısıyla herkesi nip/tuck izlemeye çağırıyoruz.

gimez için edit yeri bırakıyorum, o da devam edicek=)

4.09.2008

istanbul vol.3

istanbulun bana kattıklarının özeti bu.

gerçekten büyümüş hissettim kendimi.18 yaşında olmanın ne demek olduğunu anladım. bence 18 olunca baya şey değişiyomuş; ama sen farketmeden. birden büyüdüm. gittim bilmediğim bir şehirde yalnız başıma yaşadım. yalnız yaşamayı da, kendime bakmayı da öğrendim(yurt insanlarının eheh bz bnu zaten yapıoruz seslerini duyabiliorum; ama benim için bu bir ilkti, oraya gitmemin sebebi de buydu zaten). tamam tamamen yalnız olmadığımı kabul ediyorum arkadaşlarım geldi sonuçta, kuzenim geldi fln ama olsun.

istanbul'u da sevdim, evet itiraf ediyorum. ama ankara gerçekten bi başka güzel. tamam burası orası kadar hayat dolu olmayabilir; ama aslında bu insanların elinde değil midir?

bana en önemli katkısı, ilerde ne yapmak isteyip, ne yapmak istemediğimi bana göstermiş olması. kararımı verdim, bilgisayar mühendisi olarak gerçekten hayatımı geçiremem.stajdaki sekiz saat boyunca bilgisayar başında oturup duran o zombileşmiş beyinleri görünce tabi insan istemio yani. ha peki seçeneğin ne derseniz, kesinlikle konservatuar okumalıyım, sonrası hayat bizi nereye savurursa. belki de yaparım bilgisayar mühendisliği kim bilir, kesin olan tek şey önümde dört yıl da konservatuar olması gerektiği.

daha bağımsız, daha olgun ve daha farklı bir döneme merhaba!=)

27.08.2008

istanbul vol.2

aslnda ben bununla beraber bitirmek istiodum kill bill gbi; ama snrm matrix ya da her tutmus film gbi bi trio olarak biticek bu istanbul yazıları.

gimez çarşamba, mehmetin her an vazgecme sevdası oldugundan yigitle beraber o cuma, ben de ehliyet sınavına girdiğim için ankara'ya gittim cuma akşamı, çılgınca cumartesi mertle beraber geldim istanbula.

eh sevgili arkadaslarım geldiler: gimez, mehmet, yiğit, mert. bonus olarak kubilay da ordaydı onu da aramıza aldk =p. cok da eglendik, gerci o nem neydi oyle haftasonu alanya'dan fln farkı yoktu! pztsi salı iyiydi ama en guzel yerleri gec kesvettik.

  • gimezle çarşamba taksime gittik, güsellldiii=) cuma sabah da ben izin alınca bi kahvaltıya gittik o sabah caddede.
  • haftasnu hayatımız sahilde gecti snrm, bagdat caddesi ve civarı vs. king oynamak istiorum yne=) bi de bilkente hep beraber açacağımız dondurmacıyı keşvettik...aman tanrım o nası bi dondurmaydı öyleee!!
  • pazartesi ben stajdan cıkınca taksime yol aldık. nevizade yerine küçük beyoğlu'yu tercih ettik bu sefer, ve ne kadar müthiş bi seçim yaptığımızı farkettik. mehmet'in treni olmasa uzun uzun oturulcak, müzikleri süper ve en müthişiii sandalyelerin üzerinde arctic monkeys yazan bir yer bulmuştuk=p
  • o gun yarın napsak diye konuşurken aklıma geldi: niye bizim misafirhanenin altındaki yerde bi rakı-balık yapmıyorus? ucuz & bogaza sıfır. daha ne olsun? sonucta dun akşam-salı da ordaydık, mehmet ve kubilay'ı ugurlamıştık ama emre ve arkadasları gldi bu sfer de. dun de yigit ve mert'i ugurladık, gimezle kaldık birbirimizee=)

ha bu arada gimezin yaptığı ayıbı hemen anlatmalıyım. ben bu insanın evinde kaldım sabahın korunde stajıma yetismem gerekirken bile. dun:

ben: geldin bu kadar kal bugun

gimez:yaaa yarın işim vaaar

ben:ne işin var ya yakın zaten.

gimez:sörfe gitcem sabahtan

ben:sabah dediin 1 di mi?

gimez'de ses yok.

yaptığı bu ayıbı dunyayla paylaşmak görevimdi ve bu görevi tamamladım.

son olarak gelen herkese teşekkür ederim teker tekeer..beni çoook mutlu ettiler=)

18.08.2008

istanbul vol.1

istanbulda gecen iki haftada gozlenilenlerle olusturulmus bi yazı bu.

  • istanbul da fena değilmiş. ama ankara başkaa...(i.melih'e selam ederim-ankara bir başka güzel şimdi)
  • istanbul'da kıyafet olayı ii ya. ankara'da mahallenin tipine bakarak azıcık şık giyinemeyeceğiniz yerlerde gayet guzel kızlar falan geziyo. laf falan var tabi de bi hayvanlık yok.
  • istanbul aşıkların şehri. evet hayatmda dert etmediim kadar dert ettim bi sevgilim yok diye.burda oyle bi hava var.her köşede birileri, öyle olmasa bile alışveriş merkezinde gezerken attım biri şap diye öpüyo öbürünü. "bu ne lan!aile var!" fln diye bagırcaktm, ikiyuzluluk yaratır diye şeetmedim. ha bunlar olmasa da bir manzara var ki direk alnıma loser'ın l'sini yapıştırasım geliyo. yok yok memnunum bekarlık sultanlıktır diye ankara mantığına dönüyorum sonra.
  • istanbul'da insanlar her turlu oldugundan mıdır nedr herkes bi memnuniyetsiz bi aksi. bna bole yapıyolar sonra ben de ters cevap verirsem nolcak, hoş olmicak.
  • stajda da cok genc insanlar oldugu icin guzel. ama supervisorum kıl olmasa daha memnun olcktm.
  • devletin kredisini alışverişe harcıyorum. devlet duy sesimi al elimden bu krediyi! sonra diyorum bu kadar gelmişim o kadar da birikmiş param var.burda harcamicam da nerde harcicam! sonra da vicdan azabı tabi.
  • insanları özledim! tatili de özledim ama. kısa da olsa görüşces snrm özlenilen insanlarla.
  • görüşemediklerimi de öptüm.=p

15.08.2008

Ayrıca.

askmnaz bence su yazokulu taslagına devam et :p
Yazımı kocaman kocaman yazdım ki birbilen'in gözleri görsün.
Okur mu bilmiyorum ama Ahenk yaaa cok özliycem ben seni, Gecemi gündüzüm yapıcam msnde yakalıym diye girürsün sen. <3>

Kızlar arası olası muhabbetler

Dün aksam annemlerin arkadasları ve onların kızlari ile yazlık evimizin karsısındaki restaurantta yemekteydik. Yemekte uzun zamandan beri görmeye alısmadıgım bir düzen olarak çocuklar(!) ve yetişkinler masası oluşturulmuştu, yani ablam, ben, kardesim ve diğer güzel hanım kızımız aynı masa ve aynı sohbeti paylasıyorduk. Öncelikle stajlar, bölümler ve gelecek planlarından bahsedildi, Efe'nin hatrı için kelime türetmece oynadık(hani su kale-armut-tren-nasır-reçine-emek-.. diye uzayıp giden oyun), daha sonra mezelere yumulduk ama yemekler gelip de bizim yemeklerimizi bitirmemizle annemlerin bitirmesi arasında yaklaşık 2 saatlik bir fark olunca konuşmalarımız sacma sapan seyler üzerine yogunlastı. Burdaki en önemli faktör yemeklerimiz bittikten sonra garsonun, hemen dibimizde duran televizyonda PowerTürk'ü acmıs olmasıdır kanımca. Açtıgı anda hepimiz televizyona kitlendik ve sonra kısa bir -TV de insanı kitliyo yaa- muhabbeti döndü sonra yeni klip çıktıkca yorumlarımızla Efe'yi baydık kendimizi eğlendirdik. Simdi size bu muhabbetlerden bir kısmını örneklemek istiyorum:

-Emre Altuğ Sıcak isimli şarkısının klibinde gercekten de nasıl bir 'kadına aç' bakışı yakalamıştır, gerçekten öyle midir yoksa rolünü mü müthis oynamıstır? Gercekten ah su ablayı bi yesem bakısları vardı klip boyunca suratında, dilini de ısırıyodu bi yerde :D Ayrıca simdiki eşi Çağla Şıkel icin zamanında "Ben Çağla'yı bir gecelik ilişki olarak görmüştüm" diyecek kadar da öküz bir insandır kendisi

-Zeynep Casalini neden tüm kliplerinde aynı tip ceketler giymekte aynı tarzda klip cekmektedir?

- Grup Seksendört Sex&Dirt diye de okunabilecek grup isimleriyle sarkılarının tüm samimiyetini cöpe atmıs mıdır atmamıs mıdır. Bu ismin öğrenilmesi bir soğuma nedeni midir.

- Ferhat Göçer'in ahım şahım şarkıları veya sesi olmamasına ragmen sesini annemizden çok duyuyor olmamız büyük bir hata değil midir

-Hadi Belime Dolan çok aptal ve korkunç bir şarkıdır, üstelik o şarkıyı Sezen Aksu yazmıstır. Gerci Sezen Aksu Oynama şıkıdım şıkıdım, Çakkıdı, da onun tarafından yazılmıştır demek ki kadına arada bir esiyo bööle. (Aynı zamanda mesajlasılmakta olan Ahenk'ten gelen yorum: ay cok aptal bi sarkı o, orgy sarkısı resmen. Bu mesaj dolayısıyla Type 0 Negative ve My Gf's Gf sarkısına selam ederim)

-Arada bi yerde Univ.lerin bahar senliklerini konustuk (Aaah Mehmet ah.. ablam senin ve içkinin oldugu ortamlarda bulunmamı istemiyomus xD)

- 2 saat içerisinde içinde Emre Aydın'ın bulunduğu 8 klip çıkması mümkün değil diyosanız, hayır mümkün ve baydık kendisinden.

- Mustafa Sandal'ın yenilerden bir sarkısı calarken aklıma İndir(askımnaz'la crazydance sarkımız olrk ilan ettm onu) geldi ilerleyen dakikalarda random bi sekilde eski sarkıları calarlarken de sans eseri indir çıktı, sağolsunlar, benim de kalbim temizmis, süperim, en birinci benim :D Annemin yorumu: Mustafa Sandal da baba olmus ayrıca Mirsad'ın kız kardesi Emina'dan :p

- Tarkan'ı küçükken çok severdik. Adam hala yakışıklı sesi hala güzel. Peki nedir bizi ondan bu derece soğutan? Sanırım kendisindeki sadece küçük dagları degil büyükleri de ben yarattım edası, yeni tarzı ve bu en megastar benim tartışmalarıydı bizi soğutan.

- Oya ve Bora'ya ne oldu, ne korkunçtu yahu o kadının sesi.. Hele o kıyafetler.. aman aman:D

- Teoman ve Şebnem Ferah bi grup kurup müthis düet şarkıları söylemeliler. Amaaa bu şarkılar En güzel hikayem gibi alabildiğine uzun şarkılar olmamalı. İki yabancı süperdir.

- Eskiden kadınların üstlerinden biseyler yeme kliplerde inanılmaz modaydı. Metin Arolat'ın bi bayanın üstündeki yoğurdu yemesi, Serdar Ortaç'ın (emin deilm ama) yediği zeytinler vsvs.

- Bu muhabbetler tüm kızlar arasında istisnasız yapılabilir, hatta erkekler de yaparlar ama bundan bahsetmek istemezler, ben bahsettim eğlendim :D

- Aaaayrıca Gecenin 2sinde Çikolata Bey tarafından bana sorulan benzer bi sahne hangi filmde var bilio musuuun? sorusuna da doğru cevap olan Top Gun'ı vermisimdir*ki orda kadının göbeginde yumurta kızartıyodu adam :D* beni denemeyiniz Çikolata Bey, bugüne bugün Vişne Hanım olarak size yaraşır olmak icin biz de en birinciyiz herhalde:p-


-Çok sıkıldım, yarın sabah(a.k.a. Cumartesi 7.15) uçakla Trabzon, ordan 1 gece 2 gün Erzurum sonra da Ayder yaylası yapıciiz, medeniyetten iyice kopucam hadi üstüne telefon bi çekicek bi çekmycek ve beni katil edecek. Evet.

-Öptümsizi.

11.08.2008

.:Değişim:.

kötükadınlar da ağlar bilir misiniz? Hem de kötü olmasalar aglayacaklarından da beter. Kötükadınlık kullanıldıgı sürece oldukca iyi bir zırhtır ama eger birisi bile zırhınızı aşıp kalbinize yerleşmişse atılan herhangi bi taş sizin o uzaktan güçlü görünen camdan kalenizi yıkıverir. Camdan evlerde oturanların gercekten de başkalarının camına taş atmaması gerekir, cünkü zamanı geldiginde size taş atacak yeterince insan vardır, sanırım aldığım bazı ah'lar burda kendini gösterdi. İşte gün gelir bir kötükadın da yıkılan kalesine, yıktığı kalelere ve tenini olmasa da ruhunu acıtan bu taşlara ağlar. O zaman farkeder ki tüm müzik arşivi acıklı şarkılardan oluşmakta, izleyebilecegi tüm filmler aglatacak derecede mutlu ve ya hüzünlü, etrafında kendini avutmaya calısan herkes aslında daha da cok kanatıyor. Yattıgı karanlık odada kalem arasa bulamaz, kagıt deseniz gözyaşlarıyla ıslanmıştır, ve ışık neredeyse hiç yoktur. kötükadın sanıldıgı kadar gamsız degildir aslında, yaşayan bilir, gözlemleyen anlamaz. Gölgelerin her zamankinden daha karanlık ve ürkütücü oldugu dünyamdayken biliyorum ki bu gerçekten de böyle.

Şu anda yanımda olmasını istedigim tek kişiyse bilerek ya da bilmeyerek kalemi yeniden inşa etmeme yardım ediyor. Üstelik camdan degil cok daha güçlü bir maddeden, ve kaleden ziyade bir eve benziyor. Üstelik bu kişi beni zaman kısıtlaması olmaksızın kendi ev/kale/kalp/ruh'unda misafir ediyor. Atılan taş benim en büyük korkularımı acıkta bırakacak sekilde yıllardır korudugum kalemi yıkmıs da olsa daha gzel bir seyin baslangıcına vesile oldugu icin affetmeyi ögrenmesi gerek sanırım bu kötükadının. Bu yeni dersle beraber olgunlasmamak da degismemek de elimde değil.. Belirtmekten buruk bir mutluluk duyarak söylüyorum ki kötükadın her zaman bir parcam olacak da olsa ben artık daha fazlasıyım.

Sourcherry kötükadınece


Not: Chocolate'la konustuktan sonra yazımı tamamlamak icin döndügümde farkettim ki basucumdaki lambanın fisi takılı degilmis ve yanında kalemler de varmıs(: Ayrıca harf hataları, anlatım bozuklukları bende cok alısıldık bilindik seyler görmezden gelin:D
+ I need your lovin' like the sunshine..

hersey var iste burda.

  • staj bitsin! staj bitmezse yalnızlık bitsin. herkesi istanbula davet ediorum bak burdan acık cek.haftaya gelen kişilere de şimdiden teşekkür ediorum.=)
  • himym cılgnları icin pek guzel olan ve olmayan iki site elbet ki:

www.barneysblog.com

www.tedmosbyisajerk.com

  • ece kacmayı braktı heralde. ole dusunuorum. ben bırakamadım, hala kacıorum, eceyi de cesaretinden dolayı kutluyorum. soylemek istediklerini soyleyememe konusunda ustume adam tanımam. ve de korkuorum. bana bunu yapan kisi-kisilere de solicek laf bulamıorum.
  • bu cumartesi cok guzeldi gencler yauu, gelin bunu istanbulda tekrarlialım.
  • seinfeld forever modundayım su an! misafirhanede otur otur nerie kadar.
  • teoman'a gdiorum carsamba gecesi belli bi sarkıyı dinlemek istien varsa belirtsn=p
  • dark knight'a bi daa gdicem insan arıorum!!
  • saygın bey'i de gonderiorus yarın. artık ciddiyim ona karşı. saglıklı gitsiin, saglıklı gelsin.
  • baska diceim bsey yok hralde ya. kendinize ii bakın=p

8.08.2008

Her smallville izlediimde aklıma Mehmet'in gelisi..

Dün msnde kısa bir süre Mehmet'le konusup(yani ben msj yazıp o nickini deistirerek anlaşıp) sonra Smallville izleyince tekrardan Mehmet'i nasıl da Tom Welling'e benzettiğim geldi aklıma.. Dizi zaten mütemadiyen saçmaladığı icin ben de sürekli Mehmetle aralarındaki benzerlikleri bulmaya calıstım, bana kalırsa ikisi de müthis sevimli ve dudak-diş(gülümseme)leri benzio, ama ayrıca facebooktan arakladıgım fotograflarla daaaa bence benzedikleri bikac fotoyu birlestrp kendimce cok eglendim :D Burunları pek benzemiyo gerci ve mehmet renkli gözlü degil ve mehmet hala o tshirtün icini dolduramıyo ama olsun dmi:p



Eheh Mehmet burda pek bi içmeden sarhoş gibi ama.. :D






Burda da saclarının da benzeyebildigini göstermek istediydim sanırım:p


Kaşlar ve burunlar farklı tabi.. ama eheh ben neden cok benzetiyorum bunları yaaa


bunu sırf eglenmek icin koydum, evet. :p

29.07.2008

kötükadınece's losing her favourite game..

edit on 31th: I hit the escape button, didn't save before closing, and made the right choices.

23.07.2008

Alışveriş Çilesi

Son zamanlarda siyah-gri renkler agırlıklı tshrtler, ve aşık oldugum bol şortumu giyiyor olmamdan dolayı Annem harekete gecti! Hareketin adı: Eceyiherbuldugummagazayasokuponabiseylerdenettireyim. Gercekten. Dogum günüm vesilesiyle başlayan ama bitmek bilmeyen "Ece bi şunu dene", "Bunu da dene" diyalogları artık beni cok sıktı. Beyazlar maviler pembeler havada ucusuyor artık, yeni capriler babetler sunlar bunlar. Hic kimse öyle yakınılır mı bundan demesin.

Sevmeyecegimi bildigim onbinlerce tshirt denedim
Her M deneyişimde annem baktı keşke large olsaymıs dedi ve beni komplekslerden komplekse soktu.
Ayaklarım agrıdı bikere be!:D
Üstelik artık sürekli bana aldığı şeyleri giyeliyim :O
Deneme kabinleri bni hasta ediyo..
Annem ve heryeri cicek böcek olan tshirt kot ve bilimum şeyler de..
Alışveriş yapmayı hic sevmeyen bi genc kızım neden böyle oldum ki:S
Neyse alışveriş cok sıkıcı bişey ya, her gün her gün yapan bayanları takdir ediyorum:p

15.07.2008

Bloggerda devrim olsun!

Blog yazarken en zoru konuyu bulduktan sonra oturup onun hakkında birseyler yazmak. Mesela aklıma süper bi konu geliyo, amaaa yazmaya baslayınca 3-5 cümlede donup kalıyorum. Ayıp bana yani, o yüzden gönül ister ki bloggerda da ukde vermek fasilitesi(!:D) olsun. Ben konuyu bulayım mehmet saygın yazsın filan:p cok hos olurdu yani:p

Bu arada uzun zamandır yazamamamın nedeni stabil saatlerde nete girememem, ve de alpay erdemin aklımda olan tüm konulardan kösesinde bahsedip beni uyuz etmesidir. Öptümsizi:p

13.07.2008

evet o bendim

..bi ay once size tatile gdiorum die anlatan. ama smdi tatildeki insanlar beni deli edio.o insanların hepsinden mikrop lablarının onune gelip nuri alco gulusu yaparak intikam alıcam.kimsenin kacısı yok. prob midterm um var diyene "ahaha ole miii??" die mutluluk iceren kahkahalar atıcam. yapıcam bunları. agustosta istanbula gelenlere yapmicam ama=p

19.06.2008

kısa kısa

kardesime az önce sordum ki:
-peki yağlı boyalarla resim yapma iznin var mı?
-yok değil.

bu nasıl müthiş bir cevap, var degil yok degil.. eğlendim kısacası :D

18.06.2008

18















Belki de bu yazıyı Naz'a bırakmalıydım ama canım yazmak istedi =P Az önce doğumgününü kutladığım güzellik 18ini hayırlısıyla bitirdi:p ama nedir bu 18..

18. yaş teoride yasalar önünde artık kendine yeten bir birey sayıldıgımız ama pratikte 5 para etmez bir yaş. Eh elbette içki içebilme (ki zaten 18- içemiyodu ya) ve ehliyet alma durumları söz konusu, ki ikinci durumda da araban yoksa ehliyet niye sorusu gündeme geliyor. Araba derseniz 18 yasında araba alacak paranız varsa ne mutlu size ama gene de ailenize muhtaçsınız :D

18 iple çekilen yaştır. Zaten herşeyi yapmakta serbest olanların bitirdiginizi görüp de bir türlü özgürleşemediginizi farkettiklerinde artık reşitsin ailene rest çek gibi saçma sözler söyledikleri yaştır aynı zamanda. 18 sizi yasaya ve ehliyet adındaki dandik bir kart parçasına tanıştırmaktan başka hiçbirşeyi değiştirmeyen yaştır. Bunu farkettiğinizde 19 olmayı hiç de arzulamadığınız yaştır.

18 sadece laftır, sanmayın ki Cemo(:p) Naz'ı kıskanmayı filan kesecek :D Lakin bayan unforecastedstorm araba konusunda restini çekmiş oldugu icin kimbiliiir:p

Ayın 18'inde 18ini bitiren biricik arkadasıma cok güzel ve mutlu bir sene gecirmesini dilerim gene de:p bugün arkadaslarıyla da eğlensin^^ Benim için 18, bugünü de sayarsak tamı tamına 16 gün sonra eskiyor zaten sadece 16 gün nazla aynı yasta olabilyorum =p

Kasıtlı olarak bunu blog'un 18. yazısı yaptım ayrıca :D

itiraf.com

Evet reklam. Kabul. Annem olsa ay inanamıyorum nebiçim şeyler okuyorsunuz aaaaaaaaaa eeek gibi bir tepki verirdi herhalde ama ben düzenli olarak takip de ederim. Şimdi yorum olarak Allah akıl fikir versin diyen olursa da, simdiden onlar kendilerine baksınlar:p zaten asıl konu PMS olacaktı henüz okuyucu kitlesinin buna uygun olmadıgına kanaat getirdim xD herneyse itiraf.com'da komikötesi itiraflar olabiliyor.. Mesela:

dergisahibi, Erkek , 25 , İstanbul
9 ay 15 gün önce gönderdi.
İki yıl önceki Rock'n Coke' ta yanımızdaki çadırdan ısrarla gelen "Bilal yapma" , "Bilal uzak dur" seslerinden sonra "S***ceeeem" diye bir çığlık atan ve hem kendi çadırını hem de bizimkileri derin bir sessizliğe boğan Bilal kardeşim, son o gece amacına nail oldun mu bilmem ama tam iki senedir her festivalde seni arıyorum. Hayranınız, hatta fan klubünü bile kurmayı düşünüyoruz. Bir ses et ne olur.

**Favori itirafım budur, Afush'unki de o idi en son :p

Ayrıca gimæz'e ithafen de şu itirafı örneklemek istiyorum:

UyKuSuZHeRGeCCe, Erkek , 23 , Ankara
1 yıl 11 ay 12 gün önce gönderdi.
İşte size birkaç ilginç porno film ismi: Patlarsam yanarsın, B..üklerin Efendisi, Dost Kazığı, Z..tirella, Penisler Altında 20.000 Fersah, Deep Impacter (Derin Darbeci), Fırçanı Sevdim Boyacı, National Pornographic, Anketimi Doldur, Her Şey Helal Zımbala Bilal, Mutsuz Kuş. Haa bir de Final.

In Diana Jones'dan sonra çok şaşırtmaz seni herhalde ama olsun:p

10.06.2008

Converse ve bağcık meselesi


Hayatın bir vazgeçilmezidir Converse bez ayakkabılar.:p Kesinlikle converse giymem ben diyen kesim bile kayıtsız kalamaz converse gün gelri de bri gün ortadan kalkarsa, o zaman nasıl ben hayatımda converse almadım almam da diye atıp tutabilecekler ki:p Ayrıca eminim özellikle I, Robot filminden sonra bazı deliler evlerinde yepisyeni converse ciftleri saklamaktadır:p
Converse hakkında bildiklerim sunlar:
İlk olarak basketbol ayakkabısı olarak piyasaya çıkmış sonra Chuck Taylor markayı bu günlere getirecek yolculuga baslatmıstır..(Grease filminde John Travolta ve saz takımı bu ayakkabılarla basket oynar)
Kendini asla büyük görmez, kaliteli oldugunu da iddia etmez(Reklam mottosu: Just Rubber and Canvas)
Lise 3te ilk giydigimde cok sevgili sürekli laf dalasına girdigim arkadasın nidalarına sebebiyet vermislerdir(Sen de mi Brütüs, Et tu Brute)
Çok rahattır. Rahat yani bence.
Sasırtıcı bri bicimde ben de converse rahatlıgına düskün baska birkac arkadasım da cocukluk resimlerimizde converse giydigimizi farketmisizdir.
Eskiden marka degil ucuz ve rahat bir bez ayakkabıydı zaten.
Bu yıl beyaz & krem rengi converse moda.
...

Neyse aklıma bunu getiren iki(yazarken bir de baktım 4 oldu) sey var
1. Bordo konversimi parcaladım (*cries*)
2. Babam bana siyah kanvırs almış (*claps her hands excitedly*)
3. Bu yeni ayakkabıların gelişiyle beni bir 'bu bağcıkları nasıl bağlasam da hoş dursa' merakı almıştır
4. Bunun üstüne bana 1. sınıfın 2. döneminde gönderildigini varsaydıgım siteyi yeniden bulmuşumdur ve anılarım aklıma gelmiştir.

http://www.fieggen.com/shoelace/lacingmethods.htm

Yeni ve simsiyah converse'lerim icin bana stil ve bağcık rengi önersenize yaa noluur, lütfeen?^^

Bu siteyi Mehmet mi ne bulmustu zamanında, desteksiz sallıyosam söyleyin düzelteyim. Hatta ve hatta Naz'ın discrete'e bakın bi tekini baglayabildim ancak ama lattice yaptım! diye geldigini hatırlarım ki o ayakkabı bir converse idi hatta yukarıdaki resimdeki 20 numaralı ayakkabı :D Mehmet ordan bi sekilde bagladı mı bilmiyorum ama keskedogmasaydıncocugun bile bi cifti ordan bi stille baglıydı..:p Bunu da böylece paylasmak istedim.

8.06.2008

ask ve vesairesi

simdii ne diyelim: bu yazı biraz zor. askı tanımlayamam ztn askı tanımlayan dunyanın kralı olup gderdi bnce. ztn konumuz ask diil aslnda, karsı cinse(ya da ilgilendiiniz cinse ya da edward smith'in durumunda arabalara(mehmetski'ye slmlar) her neyse) olan baska insanlara olandan farklı bir cekim snrım. nese bana gore bu 4 çeşittir, lugatımda boyle gecer.
  • hoşlantımsı: beğenidir aslında, "bu da hosmus ya hobaa!" tepkisidir.
  • hoşlanma: bu gerçek bi seviyedir. derin duyguların basladıgı yerdir. o kisiyi suzmek, ilgisini cekmeye calısmak ya da buna cabalarken cocukca seylerin yapıldıgı yerdir. genel olarak bu sonraki asamalarda da olabilir.
  • sevgi: cok kuvvetlidir. zamanla olur hodooo die olmaz...bu nedenle aazından otta bokta seni seviyorum lafı cıkanlara cok kılım. sevgi ole birden olur mu, hissettiin zmn dile getirirsin benliğinden atamadığın, varlığını varlığıyla doldurduğun kişiye. nitekim bunları daha yakın zmnda hissetmis olsaydım daha cok sey yazabilirdim.
  • aşk: aşk açıkçası açıklanamaz bi hadise. aşk dediğin mantıksızdır, sınırsızdır, tutarsızdır. Gariptir işte. Seni tuhaf yapar, kendi hayatına ufo yapar, ne olduğunu ne bittiğini anlamazsın. Öyle şiddetlidir ki benliğinden savurur seni, hiç tanımadığın birine dönüştürür. Ama aynı zamanda yaşam sevgisi verir, amacı verir, sana bi insan için neleri feda edebileceğini gösterir. Pek de tükenmez, o nedenle bu mertebeye ulaşabilen tektir aslında.

Şimdi yukarıda yaptığım tanım üzerinden devam ediyorum. Bana göre aşk mantıksız olduğu için ancak yaşadığın ilk şey falan olabilir..geri kalan hepsine her olaydan kopup götürdüğün mantık, seni ancak çok sevme mertebesine ulaştırabilir. (şu an için böyle büyük söylemler veriyorum da ilerde ne olcagı belli olmaz tbi.) dolayısyla aşağıdaki blog girişini şöyle yorumlayacağım: ilk görüşte etkilenme nedeniyle dikkat edilen fiziki özellikler.

Eveet, şimdi:

  • kaş: efendim önemli!!! ben kaşinsanıyım. nitekim cogu insan buruninsanıdır(as gimez), bnm gibi lan baska var mıdır bilmiorum ama o sekil beni etkiler. erkekte mukemmel kaş icin: (bkz. julian mcmahon)
  • saç: onemli!! "kısa sac herkes icin en iyisi!" mottosu bu konuda beni benden alır. ya boyle yataktan kalkmıs hentbolcu sacı formu, ya da bildiğimiz asker modeli..bunlar son donemde hosuma gidenler evt. ama zamanında gilmore girls'teki jess modeline de bayılıodum, sora o da mottomun dısına cıkıp heroes'da bok etti sacını(bkz: milo ventimiglia).
  • bakışlar & gözler: aslında neredeyse ilk bakılan özellik... kötükadınecenin söylediği gibi renkli göz kraldır ama önemli olan anlam ifade etmesi, delip gecmesi o bakısların...iste o zmn bir etkileşim olur, iste o zmn ruhunun telleri titrer.aslında en onemlisi buymus naptım ki ben?
  • tarz: ole ayakkabı blmemne die ayırmam. tarz onemlidir yaa! tarz her seyi bastan yaratabilir, cocuun kendine ait bir "sense of fashion" ı varsa, ondan kralı yok. giydiğini yakıştırmak onemli tabi bunlardan onemlisi, çünkü moda, kendine yakışanı giymektir aslında.
  • vücut: ilk bakışta vücudunu anca tatilde fln görürsün heralde ama malum mevsim yaz buna da girelim. evet geniş omuz, hafif kaslı vücut kraldır (ben de bi genişomuzinsanı oldugumu bu sene farkettim, belki julian'ın etkisidir). abdominal kaslar da tercihtir. aman ole celimsiz gelmesin kimse, sinirlenirim.

kıssadan hisse: erkekleer biraz kendinize bakın yahu! biz o kadar iskence cekiyoruz, sizden de biraz çaba sarfetmenizi bekliyoruz!

2.06.2008

İlk görüşte aşk ve ilk bakışta görülenler

İlk görüşte aşk.. Masal gibi gelir söylendiginde ama aslında oldukca fiziksel bir çekim olduğu için pek de uzun ömrlü olmaz, een azından ben kendi açımdan öyle oldugunu iddia ediyorum(: Herneyse, bir kadının bir elkegi hayatta ilk kez gördügü anda dikkat ettigi bazı yerler vardur elbette ve her kadında farklılık gösterir, ama mesela ne gibi şeyler ondan bahsetmek gerekirse:

Vücut. Ben şahsen ama şahsen, kesinlikle normal kilosunun üstüne olan bir erkeği cekici bulamam ilk bakısta, ya da 2.de 3.de ve 1000.de.. Bunun kapsadıgı bir de giyim var ki, pis paspal giyinenlerden hic hazzetmedigimi söylemek isterim. (Burnum cok fena sürtmüs yannız bu yaz, geri alıyorumm:p)

Dişler beyaza olabilen en yakın renkte ve düzgün olmalı, Madonna ya da Carlos Moya tipi dişlere son...(afush edit:katılıyorum.Renge takıntılı olmasam da-tamam ipana reklamındaki dişler çok hoş ama o bende de yok yani-dişler biçimli olmalı)

Eger yeterince yakınsan koku. Güzel bir parfüm +'dır ter kokusu 0 kelvin.(afush:Ben bi kokuinsanıyım.Parfüm seçmek acayip önemli bişeydir,uygun seçilmiş parfümler imbadır)

Gözlerin alısılmadık bir renk olması her zaman ekstra ilgi çekicidir^^ ilk göz göze gelinen an da cok kritiktir ayrıca q:

Saçlar. Komik ama biçimsiz saçlarla bir erkeğin verecegi ilk izlenim berbat olur, ama ilk tanıştığınızda saclar süperse sonra arada berbat saclarla gelse bile o kadar farkedilmez.

Dudaklar + gülümseyiş, önemli işte ya, sizce de değil mi:D dişleri de kapsıyor ayrıca ama dişler tamamen ayrı bi noktaydı. (gimez edit: +1:p)

Ben baska da biseye bakmıyorum ya sanırım. Geniş omuzlara deli olan bir arkadaşım var mesela(Ahenk)(afush:evet o benim). Bütün bunlara ek olarak Naz'la tespit ettigimiz gibi tüm erkekler kısa saçlı daha yakışıklıdır, ve istisnalar(güzel göz ve dudaklı çocuk gibin) kaideyi bozmaz. (gimez edit: tüm erkekler-saçı kısa veya uzun diye kategorize ettiğimizde- kısa saçlı daha iyi olsa da eğer saç uzunluğunu 3 kategoriye ayırırsak ortadaki en iyidir.(nokta!)) (afush:ilk önce kişinin yüz biçimini görmek lazım diyorum ben.)
kötükadınece
Gimez devam etsin yazıya :p

gimez diyor ki:

bütün bunlara ek olarak;
  • ayakkabılar! tamam bunu da giyimin içine sokabiliriz ama ayakkabı kötüyse giyim nolursa olsun kötüdür, ayakkabı iyiyse ne giyse çok sorun olmaz:D.
  • buruuuuun. evet ben de bi buruninsanıyım. ama şöyle ki burun kusursuz olmalı demiyorum erkekler için-ki burdaki kusursuz burun küçük ve hokkadır. mesela gael garcia bernal(her ne kadar kendisini çok sevsem de) bir erkeğe göre güzel bi buruna sahip değildir ama baktıınızda aslında kusursuz bi burnu vardır. bana göre ewan mcgregorınki gibi yuvarlağımsı burun çok daha sevimli durur(ki bu kızlara hiç yakışmaz mesela). ama en genel anlamında kemerli veya çoooooookçokfazla büyük olmadığı sürece idare eder bi erkek burnu, ama bunun tersiyse durum hoş değil. (Ville Valo'nun kusursuz burnu da cok hostur ayrıca ama ben bi buruninsanı degilim yoksa Evgeni Plushenko'ya tahammül edemezdim ama cok sirin o devasa burnuylaa^^) (afush:burun insanı değilim ben yorum yapmıycam.Bana farketmez=))
  • ses. bunu nası açıklayayım önemli ve dikkat çekici işte. (kötükadın ece edit +1, ince, cocuksu sesli erkekler.. Artık sigaraya mı baslarsınız bilemiyorum.)(afush edit:Ecenin kalın sesli erkeklerinden korkuyorum ben,ciddiyim .Telefonu açınca sesi tatlı olmalı ama bence orta ton daha iyi.Ne mıymıy miyavlıcak ne de gürler gibi konuşcak.Orta iyidir.)
Sonradan dayanamayıp dahil olan Afush olarak bende devam edicem:
Omuzlar ve kollar ftw dir kanımca.Öyle atom karınca gibi üstü kocaman belinden altı incecik erkekler bana itici gelse de,omuzları görece geniş,kolları hareket ettikçe kasları gerilenler pek bir çekici oluyor.İnsan istem dışı salya salgılıyor,dokunası geliyor falan.Ama herşeyin abartısı kötü.
(ece edit: cok carpıcı bi bicimde acıkladın insana neler oluyo ama gene de not my priority)

Bel gamzesi..Evet bu tanrının şanslı kullarına bir lutfu.Kadında da erkekte de +10 karizma puanı veren bir durum,çok seksi ve ne yazık ki sonradan elde edilemez bi şey.
(ece edit: eh bi yasıma daha girdim, o ne yaa, buna da örnek alalım)

Adonis kası..Evet bu da olursa süper,olmazsa pekalalarımdan ve sadece erkeklerde bulunuyor.Bu kas karın kasının altında kasıkların üstünden kasığa doğru 2 taraftan uzanan kas olmakta.Mekik çekerek 2 ayda falan gayet belirgin hale getirilebiliyor(muş).En süper örneklerinden biri için (bkz.Fight Club,Brad Pitt)
(ece: senden ii dikizci olur.)

Gülümseme,ama bu sefer farklı açıdan alıcam.Gülümserken yanlarda oluşan minik gamzeler çok şirin,gülümserken eğer ekstra bir sevimlilik oluyorsa,gözleri parlıyorsa daha da şirin.

Gözler,renk önemli değil,anlamlı baksın.Derin bakanlar veya gülümsediğinde gözleri gülenler..Çok çekici&tatlı değiller mi yani?Bence öyleler.

Bacaklar,Futbolcu bacağı şeysinden hiiiç hoşlanmıyorum.Bol bol koşuya çıkan erkeklerin bacak-kalça durumu süper.Öyle olsun mümkünse.

Kıl tüy vs..Ya tüy topu gibi olmasın dimi ama =P
(ece edit: ulen ilk bakısta kılını tüyünü nerden görüyosun, heyallam yaa)

Sigara,iç-me-sin.Üstün başın sigara kokmasından,muhabbet ederken kalkıp sigara içmeye dışarı çıkma durumundan,kül tablasıyla öpüşüyormuş izleniminden nefret ediyorum bir dişi canlı olarak.Nargileyle problemim yok ama.Zaten psikolojik astım gibi bişeyim var aman kalsın. (ece: walla takıldıgımız mekanlarda hangimizin üstü bası sigara kokmuyo ki? Ayrıca nargileyle problem yoksa cidden psikolojik:p neyse gözlerivedudaklarıgüzel olan cocuga nedense sigara yakısıyo, ztn Ville Valo'ya da yakısıyo, yani cidden tas olunca insanlar oluyomus demekki :D )

Ayaklar,bebek mezarı gibi olmasa?

Not:Tamamen şımardım,mükemel erkek profili böyle olan bi kızdan Jessica Alba gibi bişey olmasını falan beklersiniz.Ama hayır sadece şımarık ve ukalayım..
(ece edit: yani benim gibi)

Ahenk bu yazıyı plajda kestigi erkekler hakkında yazmış:p
(ahenk çok önemli edit:YOK öyle bişey yaaa..ben ilk bakış olayını unutmuşum genel olrak çekici faktörler diye şey etmiştim)

kötükadın ece belirtir ki: bu yazı ilk yazıldıgında ve gimez editinden sonra, Rıdvan isimli kisilik tam Sex and the City kızları olmussunuz gbi bi yorum yapmıs ve ben de bunu 4 kisi deiliz ama diyerek reddetmistim, simdi bunu geri aldım ama kim kim bilemem..:p

31.05.2008

biçok şey hakkında

  • mikrofon bağımlılığım: ewt ole bisey var ve maalesef durduramıyorum. bi kısmının bildiği gibi asıl arzum bilgisayar muhendisliği değil, konservatuara girmekti. işte bi kızı hayallerinden koparınca bole oluo! şimdi nerde mikrofon var orda ben varım. mazur görüverin artık.
  • bavul hazırlamak hakkında: çok sinir bozucu. ama tatilin süresine göre ankara'da giyemediğin herşeyi uzak diyarlarda gönül rahatlığıyla giyebileceğini düşünerek hazırlarsan kıyafetleri elemek daha kolay.
  • tatil hakkında: ankara kısıtlamasız, bilkentsiz bir hafta! cennet aslında..ama benim icin yine de çalışma dolu olacak. spor fln işte. hedeflerim var diyorum!
  • evt anlaşılcağı üzere gidiyorum. herseyden bi sure kafamı uzaklastrıp depresyondan cıkıp yaz okuluna gazlı baslicaam...herkesi de özlicem ama yorumlarımla burdayım nasılsa=p

27.05.2008

Eğlencelik

merhabalaar.sadece Mine'yle konuşmamızdan bi tane copy paste yapmak istiyorum, yaklaşık 15 dakkadır güldürüyo bu beni. zaten açıklicak bişe de yok okuyun eğlenin siz de=D.


59gün kala yarn okul bitio--herkese:: bi dakka gelioorm:
yaaaa gizeeeeeeem


59gün kala yarn okul bitio--herkese:: bi dakka gelioorm:
turaçların italyanca sınıfnda kerem die bi çocuk varmışkopp


59gün kala yarn okul bitio--herkese:: bi dakka gelioorm:
hoca sürekli "si, kerem" diiip duruooomuşş


Not: Ortaokul yılları boyunca "fenasi kerem" esprilerine maruz kalmış ve üniversiteye gelip italyanca öğrenmek istemek gibi masum bi nedenle bu işkenceyi bir kez daha yaşamak zorunda bırakılmış bu insana acıyorum ve ailelerden daha bilinçli isimler seçmelerini talep ediyorum=D.

Not2: Mehmet düşünsene Kin italyanca öğrenmek isterse "si, Kin" olcak.

Giden 1

Canım bu aksam eski bir arkadasımdan bahsetmek istedi. Kendisine siz ne demek isterseniz o sekilde düsünebilirsiniz. Bu yazıyı okurken zaman zaman kendisini yerdigim yerler oldugunu görecek olursanız eger, aldanmayın, cünkü onu inanılmaz cok seviyorum onu.

Tanısmamız bir arkadas grubunda oldu, oldukca sans eseriydi aslında, kazara o gün o gruba takılmısım ve bir sekilde o da gelmis, onun icin talihli miydi bilemem ama benim aklımda hala cok duru ve güzel bir anısı var hala. Çok yakısıklıydı fikrimce, bilmiyorum neden ama o günün aksamında kankam ahenk, arkadasım özgün ve 2 kisiye daha cok yakısıklı dimieee seklinde resimler göstermekteydim, evet yaptım pisman deilim!(:p) neyse, o gün de nasıl bir kendine güven vardıysa kazara üstümde elime geçen ilk bahaneyle mailini aldım, eh dolayısıyla msni de geldi. Kendisinin o zamanlarda msn'e girip, away bi sekilde acık bırakma ve bu sırada türlü cesitli aktivitelere kosma gibi bir huyu mevcuttu, daha sonra her zaman online olmak olarak basgösterdi, simdilerdeyse cok nadirdir ki görüyorum kendisini, zaten konusmuyoruz pek. Eh neyse, nerede kalmıstım? Msni de aldıktan sonra hemen o aksam tanısıklık da tazeyken konusayım da pekissin dedim, pek konuskan degildi gerci ama onu tanıyan arkadaslarımı buldum, bir sekilde kurcaladık, vee evet sevgilisi vardı. Bu biraz hayallerimi yıkmıs, umutlarımı kırmıs olsa da, sansım olmadıgı anlamına gelmiyordu elbette(ya tamam bu hos bir düsünce degildi belki ama nebileyim) en azından muhabbeti ilerleteyim dedim ama pek ortak ortamımız olmamasından dolayı ve onun msn alıskanlıkları sagolsun, yaza kadar pek konusma adına birsey gectigini söyleyemem.

Yaz geldi, herhalde tüm yaz boyunca hmmm 3-4 kez kendi istegm ve arkadaslarımla dısarı cıktım, kalanında bi sekilde evde kalmam icap etti ya da herkes tatildeydi ya da bulusmalar aksamdı falan fisman. Kazara msne baktıgım bir ara, onunla da konustuk ve, aynı yarım saatlik dilimde ben bir süreligine izmire gelecegini ögrendim, o benim izmirde yasadıgımı "hatırladı"(aslında yeniden ögrendi demek daha dogru olabilir) ve görüsmeyi önerdi. Biliyorum hicbir baska amacı yoktu, zaten yanlıs düsünmemem icin beni uyardı da kendisi, ama zaten öyle bir düsüncem olmamıstı, sadece aklımda geriye ittigim bazı seyler tekrar canlandı ve gene bir umut doldu içime. Telefonları degistik (evvett telefonunu da almıstım, eceye bir puan) gelmeden önce filan birkac mesajlastık ve izmire geldiginde beni aradı da üstelik (ilk seferinde gec aramıs ve ben acmamıs olabilirim). Bir gün belirledik ve canım benim zahmet etti de geldi de yolun yarısında bulustuk gibi birsey oldu, gerci o zaman onun için canım benim filan demezdim herhalde o kadar da tanısmıyorduk onunla. Neyse istedim ki onu konaktan alsancaga kordondan yürüteyim, buradaki hüsranı paylasmak istemiyorum, taa o zamanlardan ona sözüm var ( (: ) neyse sonra oturduk ve konustuk, konustukca daha cok hoslandım ondan, o kadar ah nasıl anlatabilirim bilmiyorum, nazikti, acıktı, biraz da böyle hos bir saflık vardı üstünde, espriliydi de üstelik.. Sevgilisi hala vardı, yani artık umutlarımı baska baharlara saklamak daha hayırlı olabilirdi, en iyisini hakeden birisiydi cünkü. Zaten bir ruh cagırma seansından sonra kaderinde çıkan kız ismi Ece de degildi, ayrıca kankama adeta sadece isminden asık olmus gibiydi.. Neyse babamın bana verdigi izin süresi bitti ve dönmem gerekti.. Yazın kalan günlerinde görüsecek zamanı birdaha bulamadık ama, bol bol konustuk tcell sagolsun (burdan keskedogmamısolsaydıncocuga selam ederim) bir basladık mı asla 10 dk ile sınırlı kalmıyordu zaten konusmalar, bir acıdan bunaldıgım yaz günlerinde hayatımı kurtardı o konusmalar. Konusmaların birinde cok net hatırlıyorum, kankamın sacının aralarına kızıl boyattıgını söylemistim, kendisi de gercekten miiiii cok hos olmustur dediginde, ben de düsünüyorum demistim, bunun üzerine "evet evet yaptır, yakısır kankama" demis ve kalan umutlarımı da yüzeyin altına dogru itelemisti, ondan sonra ismen de olsa 'kanka' olduk.

Kankalık zor bri müessesedir, iki tarafın da buna saygı göstermesi ve baska tüm duyguları frenlemesi gerekir. Ben o andan itibaren bunu yapmaya calıstım, özellikle ayrılmayı düsündügü sevgilisiyle son bulusmasında -hersey eskisi gibiydi, cok güzeldi- seklinde bir yorum yaptıgında, yeni bir sayfa actım. Her hafta olmasa da iki haftada bir beni bir sekilde dısarı cıkarıyordu, o günleri özlüyorum aslında, artık çıkmak için cok bir sebebim yok, sinema kültürüm onunla gittigim filmlerden kalma.. Her ne kadar sayfayı çevirdim dediysem de kız arkadasından ayrıldıktan sonra az asılmadım kendisine, sinemalarda onu öpmemek için kendimi çok zor tuttugum, seni seviyorum demek için öldügüm zamanlar oldu. Belki o da karsılık verirdi ama, bir kızla bu kadar yakın arkadas olmak onun için çok yeniydi ve bunu sömürmek de istemedim, ayrıca ilk adımı atan olmak da istemedim.

Çok da zaman geçmeden üstünden, internette yakaladıgım bir boslugunu kurcalayarak benden hoslandıgını ögrenmem zor olmadı.. O anda çok mutluydum ama nedense bir türlü sevgisinden emin olamıyordum, askla basa seyleri karıstırıyor muydu, ya da biz uyumlu olabilir miydik, olamazsak arkadaslıgımız zarar görür müydü.. Zaten bu isler yüzyüze konusulmalı, aslında düsününce bunu asla yüzyüze konusmadık. Belki ben korktum kendimden onun da etkisi var, ama onun tarafından da öyle pek bir üsteleme görmedim. Yalnız su anda farkediyorum ki, ben o zamanlar onu denemek ugruna, çok ama çok kırmısım, ona karsı inanılmaz yanlış yapmısım ki hala burnumdan gelmektedir bu.. Ama çok ilginçtir ki herseye ragmen O, her zaman gülümsedi, ne zamanki arkadaslığımız öldü, onun da karsılastıgımızda yüzünde görmeye alıskın oldugum gülümseyisi öldü, artık baskaları için var herhalde.. Kendisini bir iddiaya davet ettim (I dare you to kiss me at the moment you first see me from now) ve yapamayacagını bildigim halde, yapmasını umarak bu iddiayı sundum. Nitekim, dedigim gibi çok şirin ve oldukca da çekingen birisi oldugu icin, ve etrafta biiiiiiiiiirsürü arkadası oldugundan bu iddiayı kazanan ben oldum(kaybeden de ben oldum ya neyse) Hala aklımdadır beraber mutlu olabilir miydik sorusu, ama geldikce cabucak atarım kafamdan cünkü su anda cok sirin bi kızla, cok uyumlu oldugu, cok mutlu ve güzel bir iliskisi var. Dolayısıyla gene olsa, ve ne olacagını bilsem belki senin mutlulugun icin aynı hataları tekrar yapardım, olması gereken buymus demek ki..

Iliskisinin baslamasına itis gücünü kazandıran ben olmusum sanırım, ben zaten kendisini kazara sevgilisiyle gördügümde ögrendim bunu, benden neden saklamıstı onu da bilemiyorum cünkü benden saklamıs olması, bir acıdan da iliskisi varken ona söyledigim seylerin benim acımdan kücük düsürücü olması nedeniyle beni daha çok kırdı. Bunu okuyacak mısın bilmiyorum ama beni o günden itibaren çok kırdın! İsteyerek ya da istemeden bilmiyorum, belki de haketmiştim ama beni küçük küçük parçalara ayırdın. Nasıl oluyor bilmiyorum ama bunun için suçlayarak kırgınlıgımı küskünlügümü kusabilecegim, senden de kız arkadasından da azıcık bile nefret edemiyorum. Anlamadıgım bir nedenden dolayı tanımasam da, muhatap olmak tercihim olmayacak olsa da sevgilin bence çk hos birisi. Sense artık arkadaslarım arasında sayamayacagım kadar benden uzaklasmıs olsan da hala en çok sevdigim insanlardan birisin. Gene de seninle arkadaslıgımı bozmaktan korkmak ugruna, ya da sadece salaklıgımdan bir iliskiyi reddetmis olmak bunların hiçbiri için geçerli bir neden olamaz. Eylül'deki arkadasımı inanılmaz özlüyorum, artık yolda sana rastlamak bir azap ama görmezden de gelemiyorum. Sana seni sevdigimi söyledigim zaman hiçbir zaman yalan söylemedim ama sanırım haklıydım sen bazı duyguları birbirine karıstırıyordun, ya da ben hiçbir zaman sahip olabilecegimi umdugum kadar iyi bir yer edinemedim kendime senin kalbinde. Her ne olursa olsun belki bunları yüzüne söylemem gerekirdi ama, artık seninle tek basıma konusamadıgımdan, ve bunları yanında kız arkadasın varken söylemem biraz garip olacagından, ve birilerinin küskünlügümü ve isyanımı duymasını istedigimden buraya yazıyorum. Her ne kadar seni su an gözümde "ne alakası var yaa" derken canlandırsam da kabul edelim artık, birbirimizi arkadaslıgımızı öldürecek kadar kırmayı bir sekilde basardık. Gene de bil ki her zaman bende aynı yere sahip olacaksın, bir gün beni arar da geri gelmek istersen.. Ben arkadasımı çok özledim, bu duyguyu tanıyor musun bilmiyorum ama sen benim için asla anlayamadıgın kadar önemliydin(hatırlar mısın özgünü benden daha cok mu seviyorsun falan dedigini, şakacı şey seni, yerin hep baskaydı), arkadaslıgımızı özledim, ve bu yazıyı yazarkenki amacım hiçbir şekilde seni rahatsız etmek ya da ilişkine tehlike yaratmak degildi, varlıgım yaratıyor olsa da o görünmez huzursuzlugu, yanımda mutlu oldugun zamanlar da olmustu(diye umuyorum en azndan).. Aylar oldu neredeyse hiç konuşmadık, sen beni aramıyorsun ama ben arkadasımı cok arıyorum. Seviyorum ve özledim.

Ece
Valşırıs

25.05.2008

MSN Messenger İletileri..

Evveet ben de bu blogun her köşesinde adım geçmesine rağmen henüz hiçbir şey yazmamış olmamın ufoluğundan ve insanların yoğun taleplerinden (:p) bıkmış olarak ilk yazımı yazıyorum. O finalden bu finale öyle savrulurken enteresan bi olay mı oluyo da yaziyim derken danzİyle olan konuşmamız bana ilham verdi ve msn iletileriyle ilgili yazmaya karar verdim.

Şimdi öncelikle nerden çıktı bu derseniz, şöyle ki, adını burada vermiceğim, danzİyle ortak bi arkadaşımız var. Bu insana şimdilik Reha diyelim. Biz Reha’yla konuşmasak bile, işimiz olmadığı için, Naz’la birlikte Reha’nın yaşamını saniye saniye msn iletilerinden takip ediyoruz. Reha o gün neler yapmış, yarın neler yapacakmış, o anda ne yapıyormuş, kimlerle konuşuyomuş vs vs. Şimdi bu durum ufo değil de ne yani?

Neyse baştan almak gerekirse, aslında msnde kişisel ileti gibi bir olayın bulunma amacı açık değil kabul ediyorum. Benim bulabildiğim cevaplar ya msn plus ta bulunan “name tag” gibi o an konuşmaya uygun değilse onu açıklayacak bi söz yazmak, ya da çoğu insanın yaptığı gibi o anki düşüncelerinizi, hislerinizi yansıtan veya herhangi bi şekilde hoşunuza gitmiş bi sözü yazmak.

Msn iletilerini kategorize edersek;
1) Demin anlattığım arkadaşımız Reha’nın da örnek teşkil ettiği hayatındaki her enstantaneyi yazan insan grubu. Örneğin geçen gün “Bugün Xle Y’de çok eğlendik” gibi bir ileti gördüm.Bu grubu kesinlikle anlayamıyorum yani bi arkadaşında muhabbet ederken anlatabilirsin tamam da toplu bir anons yapmak da neyin nesi? Anlatıcak kimsen yok da “ben de hayatımda bi şeyler yapıyorum, boş bi insan değilim” mesajı mı vermeye çalışıyo tanıdığı herkese, başka bir açıklama bulamıyorum.


2) İletisine yalnızca spesifik birine hitap eden bir söz yazanlar. Burdan danzİye de selam ettim o aklıma getirdi bunu=D. Yani bu olayı açıklasın ama biri bana. Şöyle bi durum var ben sadece bi insana yönelik bi şey yazıyorum sadece onu ilgilendiriyo, ama aynı zamanda herkesin de görmesini istiyorum. Niye? Bi kızım sana söylüyorum gelinim sen anla durumu mu, yoksa arkadaşımla böyle de çılgın muhabbetlerimiz var muhteşemiz herkes görsün mesajı verme çabası mı karar veremedim.

3) Her toplumsal olayda nickine/iletisine bi gül smileysi iliştiriveren insanlar. Bu olay da direk ikiyüzlülüktür. Kime ne faydası olcak senin iletindeki gülün. Çok kolaydır eminim evinde oturup msnde arkadaşlarıyla konuşup eğlenirken iletiye bi gül koyup tüm toplumsal sorumluluğunu fazlasıyla yerine getirdiğini düşünmesi bi insanın. Eğer tartışmalı bi olayda ne tarafta durduğunu göstermek, veya fikir paylaşmak gibi bi amaç taşıyan bir cümle yazıyorsa iletide eyvallah; ama hiçbi anlam ifade etmeyen güllere hayır!

4) İletisine espri/şarkı sözü/özlü söz yazan insanlar. Bu bence yazan kişi artistlik yapmaya kasıyomuş gibi çığlık atan bi ileti değilse mantıklı bi durum. Yani msnde iş toplantısı yapmıyoruz sonuçta, arkadaşlarla konuşulan, genelde eğlence amaçlı, gayri resmi bir ortam. Bu durumda böyle amaçsız yalnızca eğlence içerikli veya yazan kişinin hoşuna giden sözlerin yazılmasını mantıklı buluyorum.

5) İletisinde reklam yapan veya kendi çapında kamuoyu yoklaması yapma amaçlı bi soru yönelten insanlar. Bu insanların uygulamasını saydığım tüm kategoriler arasında en mantıklı msn iletisi davranışı olarak görüyorum. Amaçları iletilerindeki bilginin maksimum sayıda insana ulaşması, ve onlar da bunu gerçekleştiriyo. Bi nevi toplu mesaj olayı yani.

Offf çok fazla yazdım. O kadar çok önüme geleni eleştirdim ki Mehmete de selam edesim geldi=D. Neyse eğer yazının bu kısmına geldiyseniz ve hala okumaktaysanız size teşekkürü bi borç biliyorum ve yazımı sonunda burada noktalıyorum. Aklıma geldikçe yeniden yazmayı ve görüşmeyi umut ediyorum=)).

24.05.2008

Eurovisiondan aklımda kalanlar..

Öncelikle söylemek isterim ki yarı final olayı çok güzel olmus, pek güzel olmus, bu sayede neredeyse hiç kötü sarkı yok idi(: Aklımda kalan birkaç sarkıdan bahsetmek istiyorum.

İspanya: inanılmaz orjinal bir oyuncak gitarları vardı ki ben salondan kaçmaya çalışsam da ablam aksine ikna etti, gerçekten özen gösterilmemiş ve de başka bir şarkıyı inanılmaz hatırlatan bir müzik. Ama sahne şovu neydi öyle o kızlar ya.. Yere düşen hatunu bi an cidden düşmüş sanmıstım ama kalkmayınca espri ögesi oldugunu anladım.. neyse heyecanla sonucları beklemeye devam edeyim ben.

Azerbaycan: Korkunçtu. Şeytan olan adama kadın diye hitap etmemle başlayan, daha sonraysa en azından dgdugunda erkekmis yorumuna sebep olan o makyaj ve saç korkunctu. Elemanların sesleri ve sahne şovu da hiç güzel degildi.

Letonya: Ben şahsen eglendim izlerken Letonyayı, evet biraz okul şarkısı, okul gösterisi gibi ve Eurovision'u kazanmak için pek uygun değil ama eğlenceliydi yaaa..

Romanya: Çok da aklımda kalmadı ama fena değildi düetleri, de pek Eurovision kazanmalık değil. Gerçi Italyanca söylemeleri ilgincti ama anneannemin dedigine göre, roman diye adlandırılan diller, italyanca romanca fransızca ve rumence imiş..

UK: Ne kadar çirkin bi zenci bu adam yahu, ayrıca şarkının da pek bir numarası yoktu, kazanmasınlar yaa..

Arnavutluk: Begendim ben, hoş bi şarkıydı..

Almanya: Çok bi numarası yok gene işte, pek de dinlemedim, o sırada Menekşe ve Halil'e dönmekteydik.. Ama oylara bakılarak çok ezik herhalde.

Ermenistan: qele qele güzel bir şarkı, zaten kesinlikle Türkiye'den her zamanki gibi 12 oy alacaklar, ama şarkı da güzel işte. Söyleyen bağyan da fena değil.

Bosna Hersek: Deli deli bakan bi adam söylüyo, fena degil, galiba.

İsrail: Bunu da begendim ama kazanır mı kazanmaz tabii.

Finland: 5. dinleyismde fena gelmemiş olsa da, Lordi'den sonra çıkan metal furyasının başka bir ürünü, ayrıca güzel bir sahne şovları dahi yok. Vokalist Ville Valo'nun yandan yemişine benziyo ayrıca, Almanya'nın ne zaman Rammsteinle katılacagını merak etmiyor da degilim hani.

Hırvatistan: Güzeldi, 75 cent isminden sonra ablam her ne kadar rapçi olduklarını düsünmeye baslamıssa da sokak sarkıcısı olduklarındanmış bu isim. Biraz Romanya özentisi gibi gelse de hoş bir gösteriydi, söyleyen adam da yaşını başını almış ve sokak çalgıcısı da olsa hem sesi güzeldi hem detone olmadı vsvs. Romanca/Romance

Poland: 2 şarkı sonra unuttuğum, slow bir şarkı söylediler. Aşırı sönük kaldıgını düşünüyorum ama ablanın dekolte de dekolteydi yani. Ablamın tahminine göre sonuncu olacaktı, bakalım..

İzlanda: Gay gibi gözüken bir solistleri var ki anneannem buna "eh şarkının ismi de buna uyuyo yani" diyerek bizi eğlendirdi sağolsun.

Türkiye: Haruna zoom yapmışlar nedense bu sefer ama yarı finalde herkesi çekmişlerdi, çok daha güzeldi o sahne şovları. Veiko'cuum da beğenmis bizim sarkımızı ve suanda ingiltereden aldıgımız 8 puanla soke olmus durumdayım..

Portekiz: "Naapmışlar ya?" dedi ablam ama sesi kuvvetli insanlar şişman olurmuş yani olamaz mı?

İsveç: İsveç'in Ajda pekkanı sanırım bu hatun, her ne kadar Ajda'dan genç olsa da. Gözleri çok korkunçtu, bence beni sonsuca kadar avlayacaklar kabuslarımda.

Danimarka: Rafet el roman giyimli bir genç şarkı söyledi ki ben çok tutmadım, ekşi yazarları begenmişler dedi ablam oysa ki.

Gürcistan: Ne zaman soyundular o adamlar anlamadım ya, bi an çarşaf çektiler ve.. Neyse şarkıları güzeldi, söyleyen bayanı da takdir ediyorum.

Ukrayna: En güzel şovlardan biriydi bence, kadın hem o kdr tepinip hem de şarkıyı söyleyebildi helal valla.

Fransa: Bu yazıyı okumasa da Timur sana çok benziyodu bu adam ya! Çok da cins idi, ama dinlenmeyecek bir sarkı değildi sanırım.

Yunanistan: Secret combination, yazın estirecek ama o kız ölsün yaa oylar gelirken ne kadar illet oldum tipine ofofof.

Sırbistan: Fena degil ama ninni gibi bir şarkıydı.

Rusya: Şarkı da güzeldi ama, Evgeniciim çıktı ya, oylar Rusya'ya yaaaaaaaa, böylece seneye Rusya'da yapılır, ve Evgeni ve başka taş patenciler çıkabilir, ya da baletler.. ehe ehe ehe canşarım benim, yerim ben onları. Ayrıca Evgeni çıkmışken o şarkıcı bi soyundu falan neden soyundu ne zaman soyundu nicin yaaa.?

Norvec: Güzel bi sarkıydı fena değildi. Beğendim şarkılarını^^


PS: O Yunan kıza çok illet oldum yannız, göstermesinler TV'de filan.

İşte sonuçlar..
1. Russia
2. Ukraine
3. Greece
4. Armenia
5. Norway
6. Serbia
7. Turkey

**Kalanını sonra yazarım.

Meltem Yazgan ne biçim sundu oyları Allah askına, nasıl saçmaladı yaa.. Azerbaycandaki hatun neden böyle bir şuh olma çabasındaydı.. İsveçteki adam nebiçim okuyamadı Bosna Hersek'i filan,Bülent Özveren de sarhoş mudur nedir diye asabileşti :D Ayrıca neden bıkmadan usanmadan herkersin komşusuna oy verdigini belirtiyo, biz de yapıyoruz yani zaten bir kerede de anladık.

Rusya birinci oldu, oley, seneye Evgeni olsun ne olur ne olur ne olur^^ Alexander Abt da fena olmazdı..

21.05.2008

gameover

insan kendi fırtınalarını bile asmısken birden baska yonlerden vurgun yemesi ne kadar acı. nasılsa asla olmayacak hayallerin pesinden fuzuli misali suruklenmeye alıskın bunye diye kendi kendini teselli ederken artık her hayalin canını acıttıgını, her seferinde oyuna geri donmenin gittikce zorlastıgını goruyor insan. guclu olmak ya da guclu gozukmek insanı aslında kırılgan yapıyor.kimsenin de farketmeyip sırtlarındaki yuku sana yuklemesi de cok daha hos. bir sure sonra yuku kaldıramayıp "emotional breakdown" yasıyorsun. onun sonucu da bu heralde. kimseye bisey ifade etmeyen bi yazı. ole iste ya deliricem ya delirticem hahahah!!

20.05.2008

Nedim Cover by Bupu

Asagıdaki şarkı/şiir Bupu tarafından Unutulmuş Diyarlar/Forgotten Realms serisinin overpowered karakteri Drizzt Do'urden icin yazılmıstır. Mö de Meltem Öktem'in kısaltılmısıdır ve kendisi de dirhiz demek istedikleri Drizzt'e en az Bupu kdr aşıktır/aşıktı.


Şarkı

Sevdiğim canım yolunda hâke yeksân olduğum
İyddir çık benimle seyrana kurban olduğum.
Ey benim aşkından yüzeydeki drow gibi nâlân olduğum
İyddir çık benimle seyrana kurban olduğum

Cümle kızların sana aşşak olduğunu bilmez misin
Cümlenin abazasının takatları tak olduğun bilmez misin
Obez Catti sana müştak olduğun bilmez misin
Boşver onu çık benimle seyrana kurban olduğum

Gâhi Bal Likörü Salonuna doğru azm edip eyleyelim sefâ
Gümüşiay'a gidip gâhi dolanalım ey sekizinci harika
Gel hele gör sahn-ı Yükselen Ruh'a hiç olmazsa bâha
Drow-u beliğ çık benimle seyrana kurban olduğum

Giyini yemyeşil pelerinini mithril'in üstüne
Ol siyah zülfü döküp ol sine-i billuruna
Itr-ı şahiler sürüp ol gerdanı kafûruna
Çift ellim çık benimle seyrana kurban olduğum

Sen bir gel gül gibi zâr ile hezâr olsun Begümmö
Bend bend olsun bembeyaz saçların; şikar olsun Begümmö
Sen yürü cânâ yolunda haksar olsun Begümmö
Çıkmasan da bir görün yeter seyrana kurban olduğum

Begüm(mö)**

Hâke yeksân: toprağa karışmak
nâlân: ağlayan
aşşak:aşık
takatları tak olmak: güçten düşmek
müştak:arzu
gâhi:kâh
sahn-ı:bahçe
sine-i billuruna:temiz sine
gerdan-ı kafûruna:kokulu gerdan
zâr: ağlama
hezâr: bülbül
şikar: av
bend:bağ
haksar:toprak

19.05.2008

Always klibi hakkında

Bildiginiz gibi Bon Jovi'nin muhtemelen en ünlü sarkılarından olan Always'in bir de Mtv'de zamanında en çok gösterilenlerde olması gerektigini düsündügüm klibi vardır ki asagıdaki adresten izlenebilir(pek tabii youtube yasagı kendini asmıyorsa):

http://www.youtube.com/watch?v=n8riz9KRnJE

Naz ve Mehmet isimli pek sevdigimiz arkadaslarımız bu klipte oynayan biri sarısın digeri esmer iki ayandan esmer olanın sarısının annesi oldugu iddiasıyla bir gün cıkageldiklerinde, öncelikle kendilerine olan güvenimden afallamıs ve baska bir klip olabilecegini dsünmüs idim ama onun yerine onların kanaatlerine olan güvenim sarsıldı :p

Gizem isimli canım arkadasımsa olsa olsa sarısının büyük olabilecegini öne sürdü, ki ben hala benzer yasta olduklarını, olsa olsa esmerin abla olacagını iddia ediyorum.

Herneyse,klipteki esmer bagyan Carla Gugino ve:
http://www.imdb.com/name/nm0001303/
adresinden görebileceginiz üzre 71 dogumlu ve bu klip 94'e ait. 23 yasındayken cekmis oldugu klipte, kime, neye anne olabilecegini bilmiyorum dogrusu.

Diger hatuncuk ise Keri Russell ve:
http://www.imdb.com/name/nm0005392/
adresinden görülecegi üzre 76 dogumlu ve 94te 18 yasında, ancak kardes olur ki klibin gidisatına da uyabilir abla-kardes olmaları nebileyim.

Gene ben kazandım, en birinci ben oldum, yihhu!:p